NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عَوْنٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
عَوَانَةَ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ أَبِي
بُرْدَةَ قَالَ
قَالَ لِي
أَبِي يَا
بُنَيَّ لَوْ
رَأَيْتَنَا
وَنَحْنُ
مَعَ
نَبِيِّنَا
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَقَدْ
أَصَابَتْنَا
السَّمَاءُ
حَسِبْتَ
أَنَّ رِيحَنَا
رِيحُ
الضَّأْنِ
Ebu Burde'den rivayet
olunmuştur; dedi ki:
Babam bana: "Ey
oğulcuğum, eğer sen bizi Nebiimiz (s.a.v) ile beraber (olduğumuz günlerde)
yağmura tutulmuş haldeyken bir görmüş olsaydın, kokumuzu koyun kokusu
zannederdin" dedi.
İzah:
Tirmizî kıyame; Ahmed b.
Hanbel IV 407 - 419; ibn-i mâce libas 4.
Miri: Yünden ya da
kıldan dokunan kumaştır. Peş temal
olarak kullanılır.
Murahhal: Çizgili kumaş
demektir.
Hadis-i şerif, yün ve
kıldan dokunmuş elbise giymenin caiz olduğuna delalet etmekledir. Ancak İmam
Malik; yün ve kıldan dokunmuş elbise giymek zühd ve takva ile şöhret bulmasına
sebep olabilmesi cihetiyle, kıl ve yünden elbise giymeyi 4029 numaralı hadisin
hükmüne sokarak mekruh görmüştür.